Hz. Peygamber ve Kültürel İnşa: Kültür Bânisi Olarak Hz. Muhammed başlığını taşıyan bu eser, kültür kavramının etimolojisinden başlayarak kültürel olguların İslâm’daki yeri ve önemi üzerine kapsamlı bir akademik inceleme yapmaktadır. Üç ana bölümden oluşan bu çalışma, kültürün farklı dillerdeki anlamlarından başlayarak İslâmî metinlerde karşılığı olabilecek mecazî kullanımlarına ve kültürün medeniyetle ilişkisine kadar geniş bir perspektif sunmaktadır.
Müslümanların hayatında bağlayıcı bir rehber olarak Hz. Muhammed’in (sas) örnekliğine denk başka bir yol gösterici bulmak mümkün değildir. Bu inanç, Müslümanların hayatında etkili olduğu oranda onların tasavvurlarını, ahlâkını ve davranış biçimlerini şekillendirmekte ve ortaya Müslümanlara özgü kültürel olgular meydana getirmektedir. Prof. Dr. Serdar Demirel’in “Hz. Peygamber ve Kültürel İnşa: Kültür Bânisi Olarak Hz. Muhammed” başlıklı çalışması bu meseleyi derinlemesine incelemeyi amaçlamaktadır.
Çağdaş dünyada kültür, her alanla irtibatı rahatlıkla kurulabilen ve sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiği üzerinde ittifak edilemeyen tılsımlı bir kavramdır. Efrâdını câmi ağyârını mâni bir tanımının yapılamaması, kültürün dinle ve daha spesifik anlamda Hz. Peygamber (sas) ve hadislerle irtibatını incelemeyi zorlaştırmaktadır.
Farklı ilim disiplinleri kültürü kendi çalışma alanlarının odak noktalarını referans alarak tanımlamaktadır. Bu da kültürün tanımını esnek, çerçevesini geniş kılmaktadır. Oysa bir akademisyen spesifik bir konuyu çalışırken hangi kaynakları kullanacağını belirlemek ve elde edeceği sonuçları nasıl yorumlayacağını anlamak için kapsamını ve çerçevesini netleştirmek ister. Ancak kültürün dinamik yapısı ve farklı perspektiflerden ele alınabilir olması çalışmayı belirli bir çerçevede tutma noktasında araştırmacının işini zorlaştırmaktadır. Kültürü anlamak ve incelemek, toplumsal dinamikleri, değerleri ve pratikleri derinlemesine kavramayı gerektirir, bu da meseleyi incelerken farklı ilim disiplinlerden yardım almayı kaçınılmaz kılmaktadır.
Bu eser, kültür kavramının etimolojisinden başlayarak kültürel olguların İslâm’daki yeri ve önemi üzerine kapsamlı bir akademik inceleme yapmaktadır. Üç ana bölümden oluşan bu çalışma, kültürün farklı dillerdeki anlamlarından başlayarak İslâmî metinlerde karşılığı olabilecek mecazi kullanımlarına ve kültürün medeniyetle ilişkisine kadar geniş bir perspektif sunmaktadır.
İlk bölüm, kültür kavramının tarihsel ve etimolojik kökenlerini incelemektedir. Burada Latince asıllı olan kültür kavramının Fransızca, Almanca, İngilizce, Çince, Arapça ve Türkçe dillerinde hangi manalarda kullanıldığı ele alınarak farklı coğrafyalarda ve dillerde kültür mefhumuna, yerel dillerde bulunan kavramlara veya kavramı olduğu gibi kullanan ülkelere dikkat çekildi. Ayrıca, Kur’an ve hadis rivayetlerinde kültür (hars) kelimesinin mecazi kullanımları ele alındı. Kültür ve medeniyet arasındaki ikilem, maddî-manevî, millî-evrensel, yatay-dikey ve araçsal-amaçsal ayırım ölçekleri üzerinden kavram tartışıldı. Kültürün geniş kullanım alanı, kaynakları, küreselleşmesi, kültürün odak noktaları ve menfi yönleri de araştırıldı. Bu bölüm, kültürün insanın halifelik misyonu bağlamında değerlendirilmesini ve dinin mahiyeti ile olan ilişkisini analiz etti. Kavramın etimolojisi, farklı dillerdeki kullanımı ve odak noktaları ele alınarak sonraki bölümlerde din ve kültür ilişkisini incelemenin altyapısı oluşturuldu.
Birinci bölüm çalışmanın ana konusu düşünüldüğünde fazla detaya inildiği izlenimini verebilir. Ancak İslâm ve kültür ilişkisini sağlam bir zeminde incelemek için çağdaş dünyada bu kavramla nelerin kastedildiğini ortaya koymak meselenin çerçevesini belirlemek açısından önemliydi. Çünkü kavramın kuşattığı ve ilişki içinde bulunduğu alanlar ortaya konmadan Hz. Peygamber (sas) ve kültür ilişkisini hakkıyla tespit etmek mümkün olmazdı.
İkinci bölüm, hadis ve sünnetin kültürel olgularla ilişkisini tahlil etmektedir. Hadislerin dinî kaynak olarak önemi, Hz. Muhammed’in (sas) dindeki yeri, onun kültür inşa etmedeki rolü detaylandırıldı. Ayrıca, teklifî hükümlerin (farz, vâcip, sünnet, mendup, mubah, haram, mekruh) kültürel olgularla münasebeti üzerinde duruldu. Bu bölüm, hadislerin İslâmî kültürün inşasındaki rolünü ve etkisini ortaya koymayı amaçladı. Çalışmada sünnet ve hadis kavramlarını eş anlamlı kullanıldı ve kültür ele alınırken ilişki hadis kavramı üzerinden kuruldu. Bunun sebeplerinden biri sünnet, kültür kavramıyla beraber zikredildiğinde daha çok “hıtân” olarak anlaşılmaktadır. Literatürde bu bağlamda birçok çalışma bulunmaktadır. Bir diğer sebebi de muhaddislerin eserlerinde sünnet ve hadisi eş anlamlı kullanmalarıdır.
Üçüncü bölümde Hz. Muhammed’in (sas) Müslüman kültürün çağlar boyunca en etkili bânisi olduğu hakikati incelenmektedir. Bu bağlamda onun tebliğ ettiği ve Müslüman kültüre hayat veren esaslar ile temel ögeleri araştırıldı. Tevhid ve âhiret inancı, ilahi olanla beşerî olanın ayrımı, tarihî miras şuuru, maddî ve manevî hayat arasındaki denge, ilim ve kültürün rolü, İslâm hukuku, dil ve kavramların inşası, çok kültürlü yaşama modeli ve istişare gibi konular detaylı bir şekilde analiz edilerek Hz. Peygamber’in (sas) kültürel olguların oluşmasına yön veren etkisi gösterildi.
Bu kitap, kültür ve İslâm arasındaki ilişkiyi derinlemesine anlamak isteyen akademisyenler, öğrenciler ve bu alana ilgi duyan herkes için bir kaynak niteliğindedir. Kültürün İslâm dini içerisindeki yerini ve önemini tarihsel ve teolojik bağlamda ele alan bu eser, okuyuculara kapsamlı bir perspektif sunmaktadır.